Ana içeriğe atla

İngilizce Öğrenmek Ve Geliştirmek İçin Gerçek Tavsiyeler

Sürekli olarak ingilizce geliştirmek için ne yapılabileceğine dair mesajlar alıyorum buna cevap vermekten hep çekiniyordum aslında ama gelen mesajların yoğunluğu dolayısıyla bir yardım eli olsun diye düşünerek bu blog postunu yazmaya karar verdim. Öncelikle bilmeyenler için kendi eğitim sürecimden bahsetmek istiyorum.
Ben ilkokulu Kocaeli'de bir özel okulda okudum, ilkokuldayken British Council'ın düzenlediği sınavlara katıldım 3-4 sene, lisede ise bir anadolu lisesindeydim ve dil okudum gerçi bu okulun benim ingilizce eğitimimde hiçbir fayda sağlamadığını çok emin bir şekilde söyleyebilirim, liseye geçerken İngiltere'de Bournemouth'da Kings College adlı bir okulda bir aylık bir yaz okuluna gittim, lise ikideyken de aynı okulun Londra şubesinde yine bir aylık eğitim aldım, daha sonrasında üniversiteyi İstanbul Üniversitesinde İngiliz dili ve Edebiyatı bölümünde okudum. 3.15 ortalamayla mezun oldum.
Şimdi tüm bu eğitimin bana kattıklarını yok sayamayacağım için aslında bu "nasıl ingilizce öğrenebilirim" sorusuna cevap vermekten hep çekindim. Ama söyleyebileceğim bir sürü şey olduğuna da inanıyorum tabi ki bu konuda. Elimden geldiğince maddeleyerek size yardımcı olmaya çalışacağım.


1. Bahaneleri bırakın. Utanılacak hiçbir şey yok, konuştuğunuz şey bir dil ve bu konuda kimsenin sizi utandırmaya hakkı yok. Eğitimlilik, kültürlülük yada bunun için uğraşmak utanılacak şeyler değil, takdir edilecek şeyler. "Anlıyorum ama konuşamıyorum" sizin yanlış yapma korkunuzdan kaynaklanıyor. Ben türkçeyi doğru konuşamayan çok insan tanıyorum, çekinmeyin.

2. Kanıtlanmış bir yöntem olarak, dizi ve film izleyin. Bu yöntemin tutuyor olmasının sebebi ilgilendiğiniz bir şey yaparken sürekli olarak ingilizce duyuyor olmanız, ilginiz sizin öğrenmenizi kolaylaştırırken günlük kullanım ve konuşma tarzı sizi bu dile aşina yapıyor. Göz aşinalığı açısından ise ingilizce bloglar ve düzeyinize uygun kitaplar okumanızı tavsiye ederim.

3. Düzeltilmeye izin vererek pratik yapın, konuşun. Kendi kendinize bir tiyatro oyunu gibi konuşun, insanlarla konuşun ve bunları hep sesli yapın. Unutmayın utanmanız, konuşmanızdan daha garip.

4. İngilizce olan sevdiğiniz şeyleri yapın, dili sevin, dilin getirdiklerini sevin.

5. Doğru sebepleriniz olsun. Dil öğrenmenin kafa açmasının bir numaralı sebebi sizin dilinizde olmayan kelimelerle düşünebiliyor olmanız, yani tek dil bilirken belli bir seviyeye kadar düşünebiliyoruz aslında, ne kadar çok dil öğrenirsek o kadar geniş düşünebiliriz. Açıklamak gerekirse "raining cats and dogs" çok yağmur yağdığı anlamına geliyor ama google translate kafasında bakarsanız kedi ve köpekler yağıyor diye düşünürsünüz, daha fazla deyim daha fazla edebiyat daha fazla bakış açısı demek her öğrendiğiniz dil ve bunun her seviyesi.
Başka bir sebep ise kültür. Başka bir dili öğrendiğinizde başka bir kültürü de kendinize katmış olursunuz bir yerde, başka bir kültürü yakından tanımak ise bakış açımızı genişletir ve bizi sığ düşünmekten kurtarır.

İngilizce yada herhangi bir dili öğrenmenin şipşak bir yolu yoktur. Ama kesinlikle doğru şekilde ve doğru insanlarla doğru sebeplerle öğrenildiğinde çok daha kısa süreceğine şüphe yok. En büyük önerim kısa yollar aramaktan ve sonuca odaklanmaktansa, süreci sevmeyi öğrenin. İnsan sürekli bir şeyler öğreniyor olmalı, sürekli bir yolculukta olmalı; bu dünyada yaşamanın en güzel tarafı bu.







Yorumlar

  1. Dostum hem eğleneceğin hem alt yazılı bir dizi sherlock holmes izle alt yazılı olan her türlü filmi izleyebilirsin en azından ingilizce kelimeleri yanlış söylemekten kurtulursun kelimeleri doğru telaffuz edersin

    YanıtlaSil
  2. Önerebileceğin kitap var mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seviyeye çok bağlı o yüzden bir şey söyleyemiyorum malesef, eğer tam bilmiyorsanız seviyeye göre hikaye kitapları var penguin'in veya oxford'ın onlarla başlayabilirsiniz ama iyi bi durumdaysanız istediğinizi okuyabilirsiniz sadece yavaş gidin ve her sayfayı çalışın, ben özel ders verirken Harry Potter kullandırmayı seviyorum tabi bu muhtemelen en sevdiğim seri olmasından kaynaklanıyor :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevsimsel Renk Analizi Trendi

Yakın zamanda bir renk analizi profesyoneli olan Oya Komar ile profesyonel mevsimsel renk analizimi yaptık. Hayatında kendisiyle ilgili hiçbir şeye şaşırmayan ben şaşkınlıklar içinde bir seans geçirdim. Kendimi tanımakta bir adım daha olmuş oldu böylece renk analizi. Youtube videomda benimle beraber sürecin bir kısmını yaşayabilir, öğrendiğim bazı bilgileri buradan okuyabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve profesyonel bir deneyim için Oya hanım'ı taki etmenizi, imkanınız varsa da ziyaret etmenizi tüm kalbimle öneririm. Bir sürü app'ten internet sitesinden aylarca farklı sonuçlar alıp durdum. Artık delirmek üzereyken Oya hanımla tanıştım ve aslında bu olayın nasıl detaylı olduğunu gözlerimle gördüm ve dinledim. Size aşağıda basit bilgilerden bahsediyorum, videoda da deneyimimi görüyorsunuz. Tabi ki hiçbir şey kendi deneyiminizin yerini tutmaz ama bunların merakınızı gidermeye yarayacağınız umuyorum. Mevsimsel renk analizi, cilt tonunuz (üst tonu değil alt tonunuz), doğal göz renginiz...

Atomic Blonde (Sarışın Bomba) Film Yorumu (Spoilersız)

American Gods yazımdan sonra gazı alıp dün izlediğim Atomic Blonde filmini de biraz kendimce yorumlamak istedim. Öncelikle Charlize Theron etkisi demek istiyorum. Kadının oyunculuğu aklımızı başımızdan alıyor zaten, bu filmde ise öyle bir karakter oynuyor ki "büyüyünce bende Charlize olacağım!" diye tutturasınız gelebilir. Benim geldi şahsen. Lorraine (Charlize Theron'un oynadığı baş karakter) tam anlamıyla -ingilizce kullanımı maruz görün- bir badass. Film, Lorraine karakteriyle bir çok tabuyu yıkıyor. Çizgi romanında da karakter böyle mi bilemiyorum, cahilliğimi maruz görün ama okumadım. Lorraine hem biseksüel olması, hem çok iyi dövüştüğü halde çok güzel de dayak yemesiyle kesinlikle alıştığımız karakterlerden farklı. Zaten ilk sahnelerde Lorraine'i ağzı yüzü vucudu mosmor halde görüyoruz. Film, dövüş sahnelerinden ve sigara içmeyenin bile sinemada sigara yakmak isteyeceği sigara ve alkol sahnelerinden oluşuyor basitçe baktığımızda. Ama gerçekten basitçe baktığı...

AMERICAN GODS Dizisi : Yorum ve İnceleme (Spoilersız)

Uzun bir aradan sonra yine karşınızdayım. "American Gods" dizisini 2 günde bitirdim, işlerim olmasaydı muhtemelen bir oturuşta da bitirebilirdim. Dizi, yeni ve eski tanrılar arasındaki savaşı ve bunun arasında kalan Shadow Moon diye yakışıklı mı yakışıklı tatlı mı tatlı bir abimizi konu alıyor. Tüm edebiyat okuma olayı bilgime dayanarak, Shadow'un günümüz insanını temsil ettiğini söyleyebilirim. Tanrılara inanması için Tanrı tarafından ikna edilmeye ihtiyacı olan modern insan. Tabi spoiler vermek istemesem de özetle konu için daha derin şunu söyleyebilirim. Shadow'un arayışında kendi inançlarımızı sorgulayabileceğimiz, ya gerçekten böyleyse diyebileceğimiz bir alternatif evren olmuş. Diziyi az önce bitirdim, kitaplarını sipariş ettim ve hakkında yorum yazmaya oturdum. Bence ben bu diziyi beğenmişim. Bunu görmek hiç zor değil. Peki siz beğenir misiniz? Eski Tanrılar ve kültürleri hakkında bilginiz varsa çok mutlu hissedeceğinizi söyleyebilirim. Dizide Tanrı k...