American Gods yazımdan sonra gazı alıp dün izlediğim Atomic Blonde filmini de biraz kendimce yorumlamak istedim.
Öncelikle Charlize Theron etkisi demek istiyorum. Kadının oyunculuğu aklımızı başımızdan alıyor zaten, bu filmde ise öyle bir karakter oynuyor ki "büyüyünce bende Charlize olacağım!" diye tutturasınız gelebilir. Benim geldi şahsen. Lorraine (Charlize Theron'un oynadığı baş karakter) tam anlamıyla -ingilizce kullanımı maruz görün- bir badass. Film, Lorraine karakteriyle bir çok tabuyu yıkıyor. Çizgi romanında da karakter böyle mi bilemiyorum, cahilliğimi maruz görün ama okumadım.
Lorraine hem biseksüel olması, hem çok iyi dövüştüğü halde çok güzel de dayak yemesiyle kesinlikle alıştığımız karakterlerden farklı. Zaten ilk sahnelerde Lorraine'i ağzı yüzü vucudu mosmor halde görüyoruz. Film, dövüş sahnelerinden ve sigara içmeyenin bile sinemada sigara yakmak isteyeceği sigara ve alkol sahnelerinden oluşuyor basitçe baktığımızda. Ama gerçekten basitçe baktığımızda.
Dövüş sahneleri orta derecede rahatsızlık verebilir. Bir adamın çenesine takılı bir anahtarlık görüntüsü yada sıçrayan kanlar sizi rahatsız ediyorsa. Filmin sonunda kim kime nereye çalışıyor karışıtırıp durmanız sağlanıyor. Konu bir sorguda, Lorraine'in Berlin'de yaşadığı olayları anlatması. Olayları anlattıkça bizde izliyoruz. Ağır çekim teknikleri ve sürekli arka plan ve ışıklarla oynanarak yapılan anlatımar dikkat çekiyor diyebilirim. Genellikle soğuk bir tema izlenmiş. Hatta filmin direk bana soğuğu baskıladığını söyleyebilirim. Lorraine'in buz dolu küvetlerde duş almasından, hareketlerine, duvarın yıkıldığı dönemin Berlin'ine, mevsime, sorgu odasına kadar her şey soğuk.
Ayrıca filmin moda anlayışı beni benden aldı. Sonbahar-kış için kombinlerime buradan ilham alacağım gibi. Kıyafetler ufuk açıcı, uç, ekstra ama asil. Sadece muhteşem diyerek devam edeceğim sanırım.
İZLENİR Mİ?
Benim gibi orta düzey bir sanat meraklısının filmde incelenecek çok şey bulacağına eminim.
Beğenirsiniz, beğenmezseniz onu tabi ki bilemem. Ama marvel filmleri yada klasik ajan filmleri beklentileriyle gider, filmi o şekilde yargılarsanız tatmin olmayabilirsiniz. Her izleyiciye göre olmadığını düşünüyorum. Ayrıca 2017'de yaşıyoruz ama biseksüellik sizi rahatsız ediyorsa evet filmde çok uzun ve detaylık olmasada böyle sahneler var. Onun dışında dövüş sahnelerinden zaten yukarıda bahsetmiştim. Şahsi fikrimi sorarsanız benim için keyifli bir filmdi, incelemekten ve izlemekten keyif aldım (spoiler vermemek adına sahnelere göre anlatamıyorum bulgularımı, affedin). Klasik bir ajan filmi olduğunu düşünüp kafa boşaltırım önyargısıyla gidip mutlu ayrıldım.
Özetle, oyunculuklar muhteşem, konu pek alıştığımız gibi detaylandırılmamış, genellikle dövüş sahnelerine ağırlık verilmiş hikayeden çok.
Evet benden bu kadar. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere.
Öncelikle Charlize Theron etkisi demek istiyorum. Kadının oyunculuğu aklımızı başımızdan alıyor zaten, bu filmde ise öyle bir karakter oynuyor ki "büyüyünce bende Charlize olacağım!" diye tutturasınız gelebilir. Benim geldi şahsen. Lorraine (Charlize Theron'un oynadığı baş karakter) tam anlamıyla -ingilizce kullanımı maruz görün- bir badass. Film, Lorraine karakteriyle bir çok tabuyu yıkıyor. Çizgi romanında da karakter böyle mi bilemiyorum, cahilliğimi maruz görün ama okumadım.Lorraine hem biseksüel olması, hem çok iyi dövüştüğü halde çok güzel de dayak yemesiyle kesinlikle alıştığımız karakterlerden farklı. Zaten ilk sahnelerde Lorraine'i ağzı yüzü vucudu mosmor halde görüyoruz. Film, dövüş sahnelerinden ve sigara içmeyenin bile sinemada sigara yakmak isteyeceği sigara ve alkol sahnelerinden oluşuyor basitçe baktığımızda. Ama gerçekten basitçe baktığımızda.
Dövüş sahneleri orta derecede rahatsızlık verebilir. Bir adamın çenesine takılı bir anahtarlık görüntüsü yada sıçrayan kanlar sizi rahatsız ediyorsa. Filmin sonunda kim kime nereye çalışıyor karışıtırıp durmanız sağlanıyor. Konu bir sorguda, Lorraine'in Berlin'de yaşadığı olayları anlatması. Olayları anlattıkça bizde izliyoruz. Ağır çekim teknikleri ve sürekli arka plan ve ışıklarla oynanarak yapılan anlatımar dikkat çekiyor diyebilirim. Genellikle soğuk bir tema izlenmiş. Hatta filmin direk bana soğuğu baskıladığını söyleyebilirim. Lorraine'in buz dolu küvetlerde duş almasından, hareketlerine, duvarın yıkıldığı dönemin Berlin'ine, mevsime, sorgu odasına kadar her şey soğuk.
Ayrıca filmin moda anlayışı beni benden aldı. Sonbahar-kış için kombinlerime buradan ilham alacağım gibi. Kıyafetler ufuk açıcı, uç, ekstra ama asil. Sadece muhteşem diyerek devam edeceğim sanırım.
İZLENİR Mİ?
Benim gibi orta düzey bir sanat meraklısının filmde incelenecek çok şey bulacağına eminim.
Beğenirsiniz, beğenmezseniz onu tabi ki bilemem. Ama marvel filmleri yada klasik ajan filmleri beklentileriyle gider, filmi o şekilde yargılarsanız tatmin olmayabilirsiniz. Her izleyiciye göre olmadığını düşünüyorum. Ayrıca 2017'de yaşıyoruz ama biseksüellik sizi rahatsız ediyorsa evet filmde çok uzun ve detaylık olmasada böyle sahneler var. Onun dışında dövüş sahnelerinden zaten yukarıda bahsetmiştim. Şahsi fikrimi sorarsanız benim için keyifli bir filmdi, incelemekten ve izlemekten keyif aldım (spoiler vermemek adına sahnelere göre anlatamıyorum bulgularımı, affedin). Klasik bir ajan filmi olduğunu düşünüp kafa boşaltırım önyargısıyla gidip mutlu ayrıldım.
Özetle, oyunculuklar muhteşem, konu pek alıştığımız gibi detaylandırılmamış, genellikle dövüş sahnelerine ağırlık verilmiş hikayeden çok.
Evet benden bu kadar. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder