Ana içeriğe atla

‘Ben ne oldum sahi?’ Bir Hayat Güncellemesi

 Hayatımın şu noktasında artık beni uzunca sürelerdir tanıyan herkesin de bildiği üzere kaybolmalarımla meşurum ama yazma dürtüsü, üretme dürtüsü hep evin yolunu buluyor bir şekilde.

Şimdi size buraya başıma gelen tüm üzücü olayları sıralamayı o kadar istemiyorum ki aslında ama bir yandan da bunu yapmam lazımmış gibi, çünkü soran, merak eden çok insan oldu sağolsunlar. Hızlıca kötüleri aradan çıkarıyorum.

Kötü bir iş tecrübesi yaşadım, ayrıldım, verem olduğumu öğrendim, 6-7 verem tedavisi gördüm, bu sürecin sonuna doğru neredeyse tüm hayatımı birlikte geçirdiğim insanları hayatımdan çıkardım. 8 yıllık ilişkimi bitirdim, tamamen hayat yolculuğumuzda geldiğim yer burası olduğu ve gelişmemde, kendimi gerçekleştirmem de ve umuyorum onun da bunu yapmasında gereken adım bu olduğu için, tüm sevgimle ve iyi dileklerimle anıyorum hala kendisini. En yakın arkadaşım olduğunu düşündüğüm biriyle ilişkimi gözden geçirmek ve geri çekilmek zorunda kaldım. Ailemle hesaplaşmalarım oldu. Yani özetle, ciddi bir temizliğe giriştim veremin son günlerinde, derken kendi sorumluluğunu alan, hata yapan, gören, eğlenen, çok çalışan, kendini analiz edip iyileştirmeyi alışkanlık haline getirmiş bir Tuğçe çıktı içimden. Veremden sonra çok eğlenip çok acı çekerken veremden çok daha kötü hasta oldum. Aylarca sızmak dışında uyuyamadım, öksürmekten, nefes alamamaktan mahvoldum. Bulabileceğimiz her doktora gittim, en son çok güvendiğim bir doktor da dahil herkesten ‘benim yapabileceğim bir şey kalmadı artık’ cümlesini duydum, tabi buraya kadar çok ağır ilaçlarla tedavi edilmeye çalışıldım, başka zararlar da görmüş oldum. Mevzuyu merak edenler için özetle, astımım çok ağır ve tedavi edilemiyor ilaçlar ile, zor astım diye bir şey, ciğerlerimdeki yara ve bir kaç bir şey daha var denklemde. Neyse, içim sıkıldı yazarken. Nöralterapiye başladım bir umutsuzluk anında, ben bunu doğunun mistik bir ilimi sanıyordum ama aslında tıp dalıymış, 35 seans kadar her yerime, sinirlerime iğnelerle procaine yapılıyor, hala devam ediyorum, acıtıyor mu? Evet baya, ama çok daha iyiyim. Nöralterapiye gittiğim ilk iki ay emindim herhangi bir öksürük krizinde yakın zamanda öleceğime. (Ki panik ataktan konuşmuyorum bunu söylerken, gerçekliğim buydu malesef) Şimdilerde çok daha iyiyim, en azından konuşabiliyor ve yürüyebiliyorum, ve keşke bitse en azından bunu çekmesem diye evrene mesajlar yollamıyorum. (Yani çoğu zaman :D) Sonra kötü bir terapist tecrübem oldu. Şirketimi kapatmam gerekti bunların bir yerinde. Ekonomik kriz de yaşandı malum hala da yaşanıyor, onu aşamadık.

Çok yoruldum anlatırken gerçekten ama bir daha anlatmayacağım merak edenler burayı okuyabilir neyseki artık, yazdım bitti. Hiç mi iyi bir şey olmadı? Çok iyi şeyler de oldu, neler neler yaptım, nelere dönüştüm, nasıl gururluyum hemen onları da anlatayım kısaca. 

Döngülerimi görebildiğim kendimi analiz edebildiğim ilişkilerim oldu. Gerçekten bana ben olarak değer veren, sadece benim vermediğim, karşılıklı, entellektüel birikimleri olan, gelişime ve psikolojiye önem veren arkadaşlıklar edindim. Kendimi analiz etmekte, döngülerimi tanımakta, insanları anlamakta ve incelemekte baya bir yol kat ettim, etmeye devam ettiğimi de görüyorum. Çocukluğumu, yaşadıklarımı anlamlandırabileceğim, bugün benimle gelen bana zarar veren döngülerin kaynaklarını keşfettim ve tekrar ettiklerinde farkında olabiliyorum. Bu gelişimimle gurur duyuyorum. Kendime büyük bir çoğunlukta yetebilen bir insan oldum. Bir üniversitede profesyonel ve samimi bir iş ortamında ders veriyorum, olduğum yerden memnunum, 5 buçukta kalkmam gerekiyor ancak şikayetçi değilim. (Bu öğlen 1 den önce uyanmayan ben için çok önemli bir detay.) Bu sene tezime başladım, 1 sene ertelediğim tez konusunu değiştirdiğim gibi 6 ayda bayıla bayıla yazdım o tezi. Çok severek yazdım, şaşırıyorlar ama gerçekten keyifliydi benim için. Konferanslara kabul aldım, birinde sunumumu yaptım, biri ekimde. Ocaktan beri 46 kitap okudum, şiir yazmaya geri döndüm. Yüksek lisanstan mezun oldum dün, 3.79 ile. Yeni dövmeler edindim, kimileri çok güzel oldu, kimileri de anı oldu. Senelerdir almadığım kadar hayat dersi aldım bu sene, bir o kadar geliştim. Biraz kilo aldım, bir şikayetim yok ondan gerçi. Çok güzel keyifler edindim çünkü. Her pazar özel kahvaltılara gider oldum, çok güzel yemekler, şarkılar, oyunlar, kitaplar keşfettim. Hayatım boyunca bana eşlik eden depresyonla aramızı açmayı başardım. İyiyim şimdi dostlar kısaca. 

Bana youtube’a dön diyenleri duyuyorum, bilmiyorum geleceğimde bu var mı, kesinlikle üretmeye devam edeceğimi biliyorum ama bunun formu, dönüşümü benimle beraber evriliyor artık. Çok daha bilgili bir yerden bakıyorum şimdi, söylediğim şeylerin üzerine ekleyeceğim çok şey var, düzelteceğim çok şey var. Kimisini söyleyemiyorum gereksiz savaşlara girmemek adına ama kimi savaşlara da koşarak gider oldum. Artık göreceğiz daha sonraki adımlar, denemeler ne olacak. Hayatım şu an için böyle. Hiçbir şeyin sözünde bulunmak istemiyorum çünkü hayatta hiçbir şeyin kesin olamadığını gördüm. Bir şekilde bundan sonra gurur duyduğum şeyleri üretmeye, istediğim şekilde yaşamaya çalışıyor olacağım. Umarım bunlar merak edenlerin sorularını cevaplamıştır.

Sevgiler,

Tuğçe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevsimsel Renk Analizi Trendi

Yakın zamanda bir renk analizi profesyoneli olan Oya Komar ile profesyonel mevsimsel renk analizimi yaptık. Hayatında kendisiyle ilgili hiçbir şeye şaşırmayan ben şaşkınlıklar içinde bir seans geçirdim. Kendimi tanımakta bir adım daha olmuş oldu böylece renk analizi. Youtube videomda benimle beraber sürecin bir kısmını yaşayabilir, öğrendiğim bazı bilgileri buradan okuyabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve profesyonel bir deneyim için Oya hanım'ı taki etmenizi, imkanınız varsa da ziyaret etmenizi tüm kalbimle öneririm. Bir sürü app'ten internet sitesinden aylarca farklı sonuçlar alıp durdum. Artık delirmek üzereyken Oya hanımla tanıştım ve aslında bu olayın nasıl detaylı olduğunu gözlerimle gördüm ve dinledim. Size aşağıda basit bilgilerden bahsediyorum, videoda da deneyimimi görüyorsunuz. Tabi ki hiçbir şey kendi deneyiminizin yerini tutmaz ama bunların merakınızı gidermeye yarayacağınız umuyorum. Mevsimsel renk analizi, cilt tonunuz (üst tonu değil alt tonunuz), doğal göz renginiz...

Atomic Blonde (Sarışın Bomba) Film Yorumu (Spoilersız)

American Gods yazımdan sonra gazı alıp dün izlediğim Atomic Blonde filmini de biraz kendimce yorumlamak istedim. Öncelikle Charlize Theron etkisi demek istiyorum. Kadının oyunculuğu aklımızı başımızdan alıyor zaten, bu filmde ise öyle bir karakter oynuyor ki "büyüyünce bende Charlize olacağım!" diye tutturasınız gelebilir. Benim geldi şahsen. Lorraine (Charlize Theron'un oynadığı baş karakter) tam anlamıyla -ingilizce kullanımı maruz görün- bir badass. Film, Lorraine karakteriyle bir çok tabuyu yıkıyor. Çizgi romanında da karakter böyle mi bilemiyorum, cahilliğimi maruz görün ama okumadım. Lorraine hem biseksüel olması, hem çok iyi dövüştüğü halde çok güzel de dayak yemesiyle kesinlikle alıştığımız karakterlerden farklı. Zaten ilk sahnelerde Lorraine'i ağzı yüzü vucudu mosmor halde görüyoruz. Film, dövüş sahnelerinden ve sigara içmeyenin bile sinemada sigara yakmak isteyeceği sigara ve alkol sahnelerinden oluşuyor basitçe baktığımızda. Ama gerçekten basitçe baktığı...

AMERICAN GODS Dizisi : Yorum ve İnceleme (Spoilersız)

Uzun bir aradan sonra yine karşınızdayım. "American Gods" dizisini 2 günde bitirdim, işlerim olmasaydı muhtemelen bir oturuşta da bitirebilirdim. Dizi, yeni ve eski tanrılar arasındaki savaşı ve bunun arasında kalan Shadow Moon diye yakışıklı mı yakışıklı tatlı mı tatlı bir abimizi konu alıyor. Tüm edebiyat okuma olayı bilgime dayanarak, Shadow'un günümüz insanını temsil ettiğini söyleyebilirim. Tanrılara inanması için Tanrı tarafından ikna edilmeye ihtiyacı olan modern insan. Tabi spoiler vermek istemesem de özetle konu için daha derin şunu söyleyebilirim. Shadow'un arayışında kendi inançlarımızı sorgulayabileceğimiz, ya gerçekten böyleyse diyebileceğimiz bir alternatif evren olmuş. Diziyi az önce bitirdim, kitaplarını sipariş ettim ve hakkında yorum yazmaya oturdum. Bence ben bu diziyi beğenmişim. Bunu görmek hiç zor değil. Peki siz beğenir misiniz? Eski Tanrılar ve kültürleri hakkında bilginiz varsa çok mutlu hissedeceğinizi söyleyebilirim. Dizide Tanrı k...