Ana içeriğe atla

Moralinizi Düştüğü Karadelikten Kurtaracak 10 Basit Şey

Hepimizin düştüğü günler, haftalar (yıllar?) oluyor, bazen bize yardımcı olabilecek şeylerin ne kadar küçük ve basit olduğunu göremeyecek kadar kendimize acıma haline gömülmüş oluyoruz. Tam da bu sebepten sizi gülümsetecek bir kaç öneri savurayım dedim karadeliğinize. Çünkü sizi seviyorum. Yani şey... Sizi mutluyken seviyorum... Böyleyken... Ne bileyim sanki biraz?

1) Mahallenizdeki yada evinizdeki en yakın hayvan ile iletişim kurun, dokunun, sevin muhabbet edin. (Buna emniyet şeridi ayıları, sizi aramayan sevgiliniz, yada fotoğrafınızı beğenmeyi unutan arkadaşınız geçerli değil. Türü hayvan olması lazım. Tercihen tüylü. Kedili, köpekli,kuşlu,(iguanalı?))

2) Çocukken sevdiğinizi hatırladığınız ama yıllardır unutmuş olduğunuz, acıklı olmayan, kötü anılara bağlı olmayan bir kaç şarkıyı yeniden dinlemek.

3) Kendinizi gülmemeye şartlayıp aynanın önünde en saçma dansınızı yapmak.

4) Sevmediğiniz birini arayıp "ben seni sevmiyorum" demek. Ya da seviyprum. Siz bilirsiniz tabi.

5) Duşta duş başlığını mikrofon olarak kullanıp şarkı söylemek.

6) 9gag

7) Yeşillikli bir yere gidip oturun. (doğadan bahsediyorum...) (En kötü ihtimalle rahatlayamasanız bile üstünüze çıkabilecek böcekleri düşünürsünüz, aklınız dağılmış olur.)

8) Çocukluk fotoğraflarınıza bakın. Güldüğünüz bir tanesini bulup o anıyı sevdiğiniz birine anlatın.

9) Starbucksa gidip kendinize sevdiğiniz ve çok sık içmediğiniz (malum diyette falanız hepimiz) bir kahve ısmarlayın, baristanıza gülümseyin ve gününün nasıl geçtiğini sorun. Sonra bir masaya oturup telefonunuzu uzağa koyup sizi mutlu etmiş olan her şeyin bir listesini yapın. (Sonra belki bana gönderin? :D)

10) Birine yardım edin. Birini karşıdan karşıya geçirin, bir çocuğa yemek ısmarlayın, eski kıyafetlerinizi, kitaplarınızı vs bağışlayın, bir barınağa gidip yardım edin. Kendinizden bağımsız bir iyilik yapın.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevsimsel Renk Analizi Trendi

Yakın zamanda bir renk analizi profesyoneli olan Oya Komar ile profesyonel mevsimsel renk analizimi yaptık. Hayatında kendisiyle ilgili hiçbir şeye şaşırmayan ben şaşkınlıklar içinde bir seans geçirdim. Kendimi tanımakta bir adım daha olmuş oldu böylece renk analizi. Youtube videomda benimle beraber sürecin bir kısmını yaşayabilir, öğrendiğim bazı bilgileri buradan okuyabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve profesyonel bir deneyim için Oya hanım'ı taki etmenizi, imkanınız varsa da ziyaret etmenizi tüm kalbimle öneririm. Bir sürü app'ten internet sitesinden aylarca farklı sonuçlar alıp durdum. Artık delirmek üzereyken Oya hanımla tanıştım ve aslında bu olayın nasıl detaylı olduğunu gözlerimle gördüm ve dinledim. Size aşağıda basit bilgilerden bahsediyorum, videoda da deneyimimi görüyorsunuz. Tabi ki hiçbir şey kendi deneyiminizin yerini tutmaz ama bunların merakınızı gidermeye yarayacağınız umuyorum. Mevsimsel renk analizi, cilt tonunuz (üst tonu değil alt tonunuz), doğal göz renginiz...

Atomic Blonde (Sarışın Bomba) Film Yorumu (Spoilersız)

American Gods yazımdan sonra gazı alıp dün izlediğim Atomic Blonde filmini de biraz kendimce yorumlamak istedim. Öncelikle Charlize Theron etkisi demek istiyorum. Kadının oyunculuğu aklımızı başımızdan alıyor zaten, bu filmde ise öyle bir karakter oynuyor ki "büyüyünce bende Charlize olacağım!" diye tutturasınız gelebilir. Benim geldi şahsen. Lorraine (Charlize Theron'un oynadığı baş karakter) tam anlamıyla -ingilizce kullanımı maruz görün- bir badass. Film, Lorraine karakteriyle bir çok tabuyu yıkıyor. Çizgi romanında da karakter böyle mi bilemiyorum, cahilliğimi maruz görün ama okumadım. Lorraine hem biseksüel olması, hem çok iyi dövüştüğü halde çok güzel de dayak yemesiyle kesinlikle alıştığımız karakterlerden farklı. Zaten ilk sahnelerde Lorraine'i ağzı yüzü vucudu mosmor halde görüyoruz. Film, dövüş sahnelerinden ve sigara içmeyenin bile sinemada sigara yakmak isteyeceği sigara ve alkol sahnelerinden oluşuyor basitçe baktığımızda. Ama gerçekten basitçe baktığı...

AMERICAN GODS Dizisi : Yorum ve İnceleme (Spoilersız)

Uzun bir aradan sonra yine karşınızdayım. "American Gods" dizisini 2 günde bitirdim, işlerim olmasaydı muhtemelen bir oturuşta da bitirebilirdim. Dizi, yeni ve eski tanrılar arasındaki savaşı ve bunun arasında kalan Shadow Moon diye yakışıklı mı yakışıklı tatlı mı tatlı bir abimizi konu alıyor. Tüm edebiyat okuma olayı bilgime dayanarak, Shadow'un günümüz insanını temsil ettiğini söyleyebilirim. Tanrılara inanması için Tanrı tarafından ikna edilmeye ihtiyacı olan modern insan. Tabi spoiler vermek istemesem de özetle konu için daha derin şunu söyleyebilirim. Shadow'un arayışında kendi inançlarımızı sorgulayabileceğimiz, ya gerçekten böyleyse diyebileceğimiz bir alternatif evren olmuş. Diziyi az önce bitirdim, kitaplarını sipariş ettim ve hakkında yorum yazmaya oturdum. Bence ben bu diziyi beğenmişim. Bunu görmek hiç zor değil. Peki siz beğenir misiniz? Eski Tanrılar ve kültürleri hakkında bilginiz varsa çok mutlu hissedeceğinizi söyleyebilirim. Dizide Tanrı k...