Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tuvalette Gereğinden Uzun Kalan CEO'lara Özgürlük

Kendimizi niye bu kadar ciddiye alıyoruz ki acaba? Sanki yorganın altında hiç osurmamışız gibi. Sanki çocukken hiç sokakta/sınıfta altımıza yapmamışız, sanki hiçbir ortamda konuşurken kimse bizi dinlemediği için cümlemizi içimize doğru bitirmemişiz, sanki hiç evde kucağımıza zararlı tüm yiyecekleri toplayıp bütün gün televizyon izlememişiz, sanki hiç sesimize aldırmadan deodorantımızı mikrofon olarak kullanıp bağıra bağıra şarkı söylememişiz gibi? Sanki hepimiz birbirimize bunları yapmadığımızı düşündürtmeye çalışıyormuşuz, son derece ciddi, presentable ve bakımlı olduğumuzu göstermemiz lazımmış gibi. Tuvaletten geldiğimizde orada 5 dakikadan uzun kaldıysak sıçmadığımızı açıklamak zorunda hissediyoruz kendimizi. - Ya çok sıra vardı da gelemedim bir türlü ayyyy ee ne içiyoruz? Hepimizin bildiğini, hepimizin yaptığını neden saklama ihtiyacı hissediyoruz? Neden utanılacak hiçbir şey olmayan şeylerden utanıyoruz? Neden kendimizi bu kadar ciddiye alıyoruz? Hayatında bir kere...

Gereksiz Yere Mutlu Eden Türkçe Şarkılar

Liste zamanııııııııı! Türkçe Pop'tan hiç haz etmem ama biz çocukken güzeldi. Çocukluk ve gençlik şarkılarımızı beraber söyleyelim, unuttuysak hatırlayalım diye; 1. Nil Karaibrahimgil - Bronzlaşmak 2. Mirkelam - Tavla 3. MFÖ - Ali Desidero 4. MFÖ - Ele Güne Karşı 5. Nazan Öncel - Hay Hay 6. Burak Kut - Komple 7. Pamela - İstanbul 8. Sertab Erener - Kendime Yeni Bir Ben Lazım 9. Tarkan - Şımarık 10. Yaşar - Birtanem Tüm bu şarkılar ve daha fazla unutmuş olabileceğiniz tatlı şarkıları dinlemek için Spotify'da yaptığım "Gereksiz Yere Mutlu Eden Unuttuğumuz Şarkılar" adlı listemi takip edebilirsiniz! Hesap adı : matruskaaa

Moralinizi Düştüğü Karadelikten Kurtaracak 10 Basit Şey

Hepimizin düştüğü günler, haftalar (yıllar?) oluyor, bazen bize yardımcı olabilecek şeylerin ne kadar küçük ve basit olduğunu göremeyecek kadar kendimize acıma haline gömülmüş oluyoruz. Tam da bu sebepten sizi gülümsetecek bir kaç öneri savurayım dedim karadeliğinize. Çünkü sizi seviyorum. Yani şey... Sizi mutluyken seviyorum... Böyleyken... Ne bileyim sanki biraz? 1) Mahallenizdeki yada evinizdeki en yakın hayvan ile iletişim kurun, dokunun, sevin muhabbet edin. (Buna emniyet şeridi ayıları, sizi aramayan sevgiliniz, yada fotoğrafınızı beğenmeyi unutan arkadaşınız geçerli değil. Türü hayvan olması lazım. Tercihen tüylü. Kedili, köpekli,kuşlu,(iguanalı?)) 2) Çocukken sevdiğinizi hatırladığınız ama yıllardır unutmuş olduğunuz, acıklı olmayan, kötü anılara bağlı olmayan bir kaç şarkıyı yeniden dinlemek. 3) Kendinizi gülmemeye şartlayıp aynanın önünde en saçma dansınızı yapmak. 4) Sevmediğiniz birini arayıp "ben seni sevmiyorum" demek. Ya da seviyprum. Siz bilirsiniz tab...

Instagram Hayatları (Yeni Nesil Mahalle Baskısı)

Instagram? Instagram... Instagram. Instagram denildiğinde sizin aklınıza ne geliyor bilmem ama benim aklıma muhteşem hayatlar, mükemmel derecede fit vucutlar, akıl almaz lokasyonlarda mucizevi fotoğraflar geliyor. Bunu her gün yapabilme imkanı olan insanlara imreniyorum. Ve kendimi bu standartlara tabii tutuyorum. Fotoğraflarımı instagram için çekiyorum. Bazen eğlenmeyi unutuyorum, bazen kötü göründüğü yada temama uymadığı için mutlu olduğum anlarımı paylaşmıyorum. 3 gün boyunca instagrama koyulmaya uygun bir şey yapmıyorsam, evimden çıkmıyor yada fotoğraf çekemeyecek kadar meşgul oluyorsam fotoğraf atamamak beni geriyor. NEDEN? Neden kendimizi adil olmayan standartlara zorluyoruz? Neden mutlu olmasak bile instagram için mutlu pozlar yakalıyoruz? Neden bunu hayatımız haline getiriyoruz? Benim için instagram son derece önemsiz bir platform olmasına rağmen bazen kendime eziyet etmek için kullandığım bir alete dönüşebiliyor. Sanırım bu hepimiz için böyle. Hatta iddiaya gi...