Ailemle Bodrum haftasonumuzun dönüş yolunda, arabayla Söke'den geçerken, annemin de dürtmesiyle İzmir'de inmeye karar verdim. Derken 15 dakikada annemin süper organizatör güçleri yardımıyla kalacağım yerler ve dönüş uçak biletim ayarlandı. Neyse yediğim içtiğim, gittiğim yerler youtube kanalımda vlog olarak yayında olacak zaten 18 temmuz Salı günü. Ben size hikayelerimi, bütçemi ve önerilerimi anlatayım, videoya sığdıramadıklarımı yani.

Tarihi Gaz fabrikasını çekmeye gidiyor, düğün fotoğrafı çekmeye çalışan çifti rahatsız ediyorum kameramla, etrafta geçen görevlilere çıkabildiğim en yüksek yerden Oğuz Atay replikleri sallıyorum derken akşam oluyor İlke abla beni kordonda rakı-meze'ye götürüyor. Geceyi Karşıyaka'da geçiyor ve sabah Çeşme için yola çıkıyorum.
İzmir özeti: Starbucks bile o kadar sıcaktı ki, kesinlikle yaz aylarında gündüz İzmir'de GEZMEYİN.
ÇEŞME

Ben dolmuşa binene kadar bekledi sağolsun olun kenarında. Teşekkürler koca yürekli taksici.
Çeşme arabası giderken 25, dönerken 26 tl idi. Dönerken zama yakalandım sanırım. Dolmuşlar her yerde 3.5 tl ile 5 tl arasında oynuyor. İzmir'de de Çeşme'de de öyleydi. Çeşme'de Albano Hotel'de kaldım, oteli çok sevdim, kahvaltısı benim seçiciliğime göre üzücü olmasına rağmen kesinlikle genişti, havuzu vardı. Bir de tanıdık oteli olması sebebiyle VIP ilan edilmiştim. Gerçi bu benim küçük suya 3 tl verip durmam gerçeğini değiştirmedi... Özetle otel güzel, gidilir kalınır, videomda da var zaten ama ben bir daha gitsem Alaçatı'da butik bir yerde kalmayı tercih ederdim. Ben Çeşme'den fazla keyif almadım. Çarşısı, Marinası (özellikle Marina Starbucks'ı ve tatlı çalışanları) ve Tekne olayı için bir gün, uzun kalınıyorsa iki gün ayrılmalı.
İlk Gün : Ilıca Plajı
3-4 sene önce Çeşme'ye geldiğimde Aya Yorgi'deki Babylon'a gitmiştim. Çok keyif almıştım ama herkesçe bilinen Türkçe müzik alerjim ve klasik cimriliğim bu sefer Aya Yorgi'ye gitmemi engelledi.
Aya Yorgi'de plajlara giriş, 50-100 arası değişiyor. Tabi Ilıca Halk Plajı olunca ben ücretsiz diye düşündüm. Ama Ilıca'da kumsala havlu atacak kadar yer bırakmayan şezlonglar sayesinde mecburen bir yerle anlaşıp şezlong almanız gerekiyor. O da 20 tl. Şezlong, tuvalet ve duş veriyorlar. Tuvalet felaket, duş açık yani siz kumları bir yerlerinizden çıkarayım diye girmeye hevesliyseniz sizi izleyen ve duş sırası için önünüzde duran bir sürü insanla bunu yapacağınızı bilin.
Ilıca'nın kumu muhteşem, gri ve yumuşacık aynı zamanda deli gibi de yapışıyor ince olduğundan dolayı. Denizin dibi inanılmaz net, açık mavi ve bir 300 metre kadar su bacaklarınızda kalıyor. İnanılmaz güzel. Su çoğu plaja göre daha sıcak. Ama sakın rüzgarda gitmeyin ben donarak uyuyakalmışım şezlongumda. hem kumlar yutmuşum hem de rüzgar öyle bir vurmuş ki uyandığımda adımı hatırlamıyordum. Amele yanığımı da saymayı unutmayayım.
İkinci gün: Tekne & Alaçatı
Gelelim Tekne'ye.
Çeşme'den kalkan 7-8 tane tekne var sadece. Bodrum gibi değil. Bu arada size teknesini satmaya çalışanlara asla güvenmeyin 10 laflarının 20si yalan. En güzeli, tek küçük tekne olan Saint Mary, ama o da 100 tl diyor. Ben cimrilik edip tekneyi büyütmeye karar veriyorum tabi ki. Ki bu bir hata.
Nirvana'yla sözleşiyorum. Bu da ikinci hata. Tekne 200-250 kişi falan alıyor bunların çoğu öküz gibi bakıp duran saplar, müzikler türkçe pop, arabesk son ses. Rezalet ya rezalet yani. Hiçbir keyfi yok orada olmanın. Derken Nehir ve Şevval'le tanışıyorum. Onlarda benim gibi tekne kalkmadan inmek istemiş onları da indirmemişler. Kaderdaş olarak tanışıyoruz, Nehir beni youtube'da izlediğini iddia ediyor ben tabi pek inanamıyorum. Neyse biz baya bir eğleniyoruz kendi kendimize.
Çeşme'nin koyları Bodrum'unkine göre çok soğuk, çivi gibi. Kime söylesem şaşırıyor ama gerçekten çok soğuk. Tekneden kaçmak adına giriyoruz tabi :D Üç haftadır çantamda taşıdığım ve unuttuğum su geçirmez telefon kabıyla bütün teknenin ilgisini üstümüze toplayarak denize giriyor, bir kaç video ve ancak çıkınca atlatılmış bir acaba içine girdi mi kriziyle son koy'a veda ediyoruz.

ALAÇATI:
Alaçatı her zamanki mimarisiyle büyüleyici, kalabalığıyla korkutucu. Ama kesinlikle uzun uzun görülmesi gereken bir yer.
3-4 sene önce gittiğimde Alaçatı'da kalmış ve çok mutlu olmuştum. Bu sefer ise bir akşamlık gittim, turist ömerlik yapıp hediyelikler aldım, Kemal Doğulu'yu, adamın dibine girmeden objektifime yakaladım. Sokaktan turşu yedim ve bol bol yürüdüm.
Alaçatı da sörf yapmak istiyorum bir dahaki sefere.
Para sizin için çok büyük bir problem değilse (kaldı ki ucuza getireyim derken de astarı yüzünden pahallıya geliyorsunuz, o yüzden yol ve oteli uyguna halledip gezmeye ödemek daha mantıklı) ideal planlarınızı şuraya bırakıyor ve size veda ediyorum:
Alaçatı'da bir butik otel, Aya Yorgi'de seçilen bir plaj (Babylon'u öneriyorum yeşil ve puflarınız oluyor), Çeşme'de tekne yapacaksanız yukarıdakimi yazımı utlaka okuyup seçim yapın, bol bol yürümek, alaçatı sörf, çeşme marina (özellikle starbucks), Şifne Termalleri, Ilıca Plajı (yukarıdakileri dikkate alarak)
Benim gibi iki gün gidecekler : Aya Yorgi + Saint Mary Tekne en güvenli ve güzel plan olur diyebilirim.
Ha bir de esnekliğiniz varsa dönüş uçak biletinizi alıp gitmeyin, dönmek istemeyeceksiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder